Bir memleketin kıymeti, onun topraklarından yetişen değerli insanlarla ölçülür. Dr. Metin Akagün de bu şehre damgasını vuran, adıyla gönüllerde yer eden nadide şahsiyetlerden biridir
Şehirlerin tanınmasında coğrafi yapılar önemlidir ama bundan daha önemlisi, yetiştirdiği insanlardan, o insanın doğup büyüdüğü topraklara olan bağlılığından ve bu bağa nasıl karşılık verdiğinden anlaşıldığı bilinen gerçeklerdendir. İşte Dr. Metin Akagün, Gümüşhane’nin bağrından çıkmış, attığı her adımda Gümüşhane adını bir yıldız gibi alnında taşıyan hem ilim hem de vefa yolunda ilerleyen , gönülleri fetheden yapısıyla çevresinde kabul gören bir değerimizdir.
1939 yılında Gümüşhane’de dünyaya gelen Metin Akagün, adeta bir eğitim ve sanat geleneğinin mirasçısıydı. Babası, Maarif Memuru ve Başöğretmen Fahri Akagün; cumhuriyetin harcını yoğuran, cehalete karşı tebeşirle savaşan bir neferdi. Amcası Remzi Akagün ise 1916 yılında Gümüşhane’nin işgali sırasında gelen bandoyla başlayan müzik yolculuğunu, uzun yıllar Halkevi’nde fahri keman dersleriyle süsleyen bir sanat öğretmeniydi. Yani Metin Akagün, bir elinde kalem, bir elinde yayla büyüyen bir ailenin çocuğu idi.
İstanbul’a uzanan hayat yolculuğunda Üniversite tahsilinden sonra ticaret erbabı oldu. Ama hiçbir zaman iş dünyasında yükselmenin, memleket sevdasını gölgelemesine izin vermedi. Aksine, ticaretin imkanlarını vatanına hizmetin vesilesi kıldı. GÜSİAD’ın (Gümüşhane Sanayici ve İş Adamları Derneği) ve Gümüşhane Kültür ve Kalkınma Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı, her iki derneğe de başkanlık etti. Sadece adını yazdırmakla yetinmedi; terini, yüreğini ve emeğini de verdi.
Düşünün ki; Gümüşhane’deki taşınmazlarını hiçbir karşılık beklemeden Gümüşhane Üniversitesi’ne bağışladı. Sıradan bir hayırseverliğin ötesinde, bu; bir evladın toprağına duyduğu saygının nişanesidir. Ve sadece bu da değil… Süleymaniye Mahallesi’nin Hanege yamaçlarında 25 bin ağaç fidanı dikerek, doğaya olan vefasını da kayda geçirdi. Bu ağaçlar bugün rüzgârda fısıldarken onun adını selamlar.
Dr. Metin Akagün, aynı zamanda akademik dünyada da iz bırakan bir isim. Üniversitelerde verdiği derslerle sadece bilgi değil, bir yaşam ahlakı da aktarıyor öğrencilerine. Üzerine titrediği bir başka mesele ise “bor” madenidir. Türkiye'nin bu kıymetli kaynağını yerli ve milli projelerle değerlendirme düşüncesine kafa yormuş, görüş ve vizyonlarıyla dikkat çekmiştir.
Çevresi onu “Metin Abi” diye bilir. Çünkü abi kelimesi burada bir sıfat değil, bir duygunun ifadesidir. Saygı, sevgi ve güvenin birleşimidir bu hitap. Kimi zaman bir ağabey, kimi zaman bir öğretmen, kimi zaman da gölge etmeyen bir çınardır o…Saygıdeğer bir geçmişin, örnek bir bugünün ve ilham veren bir geleceğin adı: Dr. Metin Akagün.
Ne mutlu Gümüşhane’ye ki onun gibi evlatları var. Ve ne mutlu bize ki, böylesine derin izler bırakan bir gönül insanını tanıma ve yazma şerefine nail olduk.
Gümüşhane: 21.Mayıs.2025
Yusuf SADIK, Eğitimci Yazar –Gazeteci GGC onursal Başkanı