Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Yusuf Sadık
Köşe Yazarı
Yusuf Sadık
 

Anjiyo üzerine bir ufuk turu

 Anjiyo bir g örüntü yöntemidir . Tedavi şekli, değildir. Değildir ama tedaviye giden yoldaki en önemli vana konumundadır.  Gümüşhane Devlet Hastanesinde Bir Anjiyo servisinin Açılması için 5 sene önce verdiğimiz uğraşın sonucu bu önemli hizmete kavuşmanın heyacanını  ve memnuniyetini  hemşerilerimle paylaşmak ve yılda en az 1000 hastanın yakınları ile başta Trabzon olmak üzere çevre ve diğer illere ulaşırken çektiği sıkıntıların boyutunu gözler önüne sermek için bir örnekle huzurunuza çıkmak istedim.   Sene 1997 Haziran ayı başında idik. Milli Eğitim bakanlığı TTK üyesi ve kitap yazma komisyonu üyesi olarak aktif görevde idim. Sıla ziyareti için memleketim Gümüşhane de bulunmaktaydım      Kendime geldiğimde Gümüşhane Devlet hastanesi Acil servisinde olduğumu anladım. Milli eğitim Müdürü ve can dostum Hulusi Beşiroğlu nu karşımda görünce bir şeyler olduğunu anladım.. Dâhiliye doktoru Güven Sertçelik monütörden   kalp grafiğini takip ederken,  “Direkten Döndi” sözcükleri ağzından dökülünce durumu anlamada gecikmedim. İşte O an kuvvetli bir terleme oldu. Rahmetli ağabeyimi kapı aralığından gördüm. Ellerini birbirine vurup” Gördünmü başımıza gelenleri” demesi her şeyi özetledi. O an aklımdan ölüm geçmedi diyemem ama kendi kendime ya Yusuf sen çok daha yaşayacağım diyordun hele bir silkin dedim ve etraftakiler cesaret vermeye çalıştım. Tedbir alındı. Ambulansla Trabzon Numune Hastanesine sevkim sağlandı.  Burası önemli:   Numune Hastanesinin son katı Yoğun bakım servisi.Kardiyoloğ dr yok .M. Sönmez adlı bir iç hastalıkları uzmanı tedavimizle ilgilendi .Serviste  ben gibi 10a  yakın hasta var.  Efsane Vali Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu nun anneside orda.. Arada bir” Uşuğuma teyun  kelmesun pen iyuyu da!.” deyip duruyordu.. Aman kıpırdamayın öksürmeyin ıkınmayın gibi telkinlerle damardan kan sulandırıcı serumla bir hafta tedavi görerek, tedavi derken kısmi  önlem alnarak kesin tanı için  ileri bir tıp merkezinde anjiyo gerekirse ameliyat olacaksın dediler.       Yani 1997 de Trabzonda anjiyo servisi yok. Vakit kaybetmeden  Önce Erzurum tıp fakültesinde nefes aldık Kardiyoloğ  Prof.Dr.N.Alp şimdiki ekipmana  göre ilkel sayılabilecek kasetli bir makine ile  yaptığı anjiyo sonrası “Ameliyat olacaksın” kararını yüzümüze karşı okudu ve tebliğ etti.       Tabii dizlerimin bağı çözüldü      Çare ararken Milli eğitim Müdürü arkadaşlarımdan Bürükselde Kültür ateşe yardımcısı görevli :Rıza çalışkan la  mektuplaştım. Bana “Yusuf kardeş buraya gel, burdaki tüm masrafların bana ait. Sağ selim seni Türkiye ye gönderirim” sözü hayata güvenle bakmamın teminatı oldu. Günler böyle geçerken TEMPO dergisinin Ağustos ayı sayısını  karıştırırken orta sayfada ilginç bir fotoğraf ve de haberle irkildim..   Haber şöyle geçiyordu.  “ İstanbul Üniversitesi  Kardiyoloji Enstitüsü nde Prof.Dr. S. Öztürk “Excimer lazer” yöntemiyle By-Pass ameliyatına son veriyor.. Resim ise  kateter labratuvarı.Prof. Hoca iş başında. spotlar kameralar masada hasta..  Dikkatlice okudum. O anki mutluluğumu tarif edemem. Haberi okudum Bir daha okudum. İstanbul’daki yakın akrabamlar aracılığı ile diyalog kurdum .Ve Ağrı İLMilli Eğitim  Müdürü iken 17 Kasım 1997 de anjiyo için masaya yattım.  Verilen teminat. Profesör,  “Hocam” ,diye söze başladı. “  Allah’ın izniyle en kolayını ve en mükemmelini yapacağım merak etme” dedi   Damarlar problemli idi. 1saat 15 dakika sonra servise alındım. Bir gün sonrada taburcu oldum.  İki damarıma 3 stend koyarak müdahale  etti.Toplam maliyet  O zamanki rakamla 150 milyon ücret ödedik stendler devletten. Ameliyat olmaktan kurtuldum. O gün bugün stenlerle idare ediyorum. Neden Anjiyo yu tercih ettim derseniz? “Gittiği kadar gider  tükendiği yerde ameliyat olurum” dedim.. Böylece biraz daha felekten gün çalmış olduk.  Hocayla halen görüşürüz. Bir çok hastamızı tedavi etti hiç birisi masada kalmadı.            Özetleyecek olursak.            Anlattığım birebir yaşadığım bir süreç. İşlem basamaklarını ve işlemleri alt alta sıralayacak olursanız herkes bu imkânları bulabilirmi? Sorusunu cevaplamada galiba  güçlük çekersiniz diye düşünmekteyim.  Diğer yandan Hasta yakını ana-baba  çocuklar eş,dost, sizi merak etmezmi? Eder.  Bana ve size göre bu teferruatlardan kurtulmak en büyük kazanç değil mi?  Tüm bu imkanlara evinizin yanında kavuşuyorsunuz. Konu komşuyu meraktan kurtarıyorsunuz. Daha ne olsun.      Gümüşhane Devlet Hastanesine Anjiyo servisi, yakışırdı. Bu oldu .Emeği geçenlere şükran borcumuz vardır. Bu hayırlı hizmeti haber yaparak kamuoyu ile paylaşan Hasan Pir Kardeşimiz de Teşekkürü hak ediyor. Bir teşekkürde 5 yıl önce Kardiyoloji uzmanı olarak GDH görevli şimdilerde Bolu Tıp Fakültesinde Doç. sınavlarına hazırlanan  Dr. orum.               Emrah Acar hak ediyor. Çünkü onunla verdiğimiz uğraşı  “Kalp Krizinden Ölmek İstemiyoruz “başlıklı yazımla 10 nisan 2018 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesinde okurlarla paylaşmıştım. Başbakanlardan Sayın Binali Yıldırım Ve Ahmet Davutoğlu na da aktarmıştım.  (“Kalp Krizinden Ölmek İstemiyoruz” –“Yusuf sadık” GOOGLE den takip edebilirsiniz)          Hasılı hayırlı olsun ben çok memnun oldum . Tüm hastalarımıza şifalar doktorlarımıza da başarılar dilerim.15.03.2024                        Yusuf SADIK                        Eğitimci Yazar- Gazeteci Eleştirmen . DGG
Ekleme Tarihi: 21 Mart 2024 - Perşembe

Anjiyo üzerine bir ufuk turu

 Anjiyo bir g örüntü yöntemidir . Tedavi şekli, değildir. Değildir ama tedaviye giden yoldaki en önemli vana konumundadır.

 Gümüşhane Devlet Hastanesinde Bir Anjiyo servisinin Açılması için 5 sene önce verdiğimiz uğraşın sonucu bu önemli hizmete kavuşmanın heyacanını  ve memnuniyetini  hemşerilerimle paylaşmak ve yılda en az 1000 hastanın yakınları ile başta Trabzon olmak üzere çevre ve diğer illere ulaşırken çektiği sıkıntıların boyutunu gözler önüne sermek için bir örnekle huzurunuza çıkmak istedim.

  Sene 1997 Haziran ayı başında idik. Milli Eğitim bakanlığı TTK üyesi ve kitap yazma komisyonu üyesi olarak aktif görevde idim. Sıla ziyareti için memleketim Gümüşhane de bulunmaktaydım

     Kendime geldiğimde Gümüşhane Devlet hastanesi Acil servisinde olduğumu anladım. Milli eğitim Müdürü ve can dostum Hulusi Beşiroğlu nu karşımda görünce bir şeyler olduğunu anladım.. Dâhiliye doktoru Güven Sertçelik monütörden   kalp grafiğini takip ederken,  “Direkten Döndi” sözcükleri ağzından dökülünce durumu anlamada gecikmedim. İşte O an kuvvetli bir terleme oldu. Rahmetli ağabeyimi kapı aralığından gördüm. Ellerini birbirine vurup” Gördünmü başımıza gelenleri” demesi her şeyi özetledi. O an aklımdan ölüm geçmedi diyemem ama kendi kendime ya Yusuf sen çok daha yaşayacağım diyordun hele bir silkin dedim ve etraftakiler cesaret vermeye çalıştım. Tedbir alındı. Ambulansla Trabzon Numune Hastanesine sevkim sağlandı.

 Burası önemli:

  Numune Hastanesinin son katı Yoğun bakım servisi.Kardiyoloğ dr yok .M. Sönmez adlı bir iç hastalıkları uzmanı tedavimizle ilgilendi .Serviste  ben gibi 10a  yakın hasta var.  Efsane Vali Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu nun anneside orda.. Arada bir” Uşuğuma teyun  kelmesun pen iyuyu da!.” deyip duruyordu.. Aman kıpırdamayın öksürmeyin ıkınmayın gibi telkinlerle damardan kan sulandırıcı serumla bir hafta tedavi görerek, tedavi derken kısmi  önlem alnarak kesin tanı için  ileri bir tıp merkezinde anjiyo gerekirse ameliyat olacaksın dediler.

      Yani 1997 de Trabzonda anjiyo servisi yok. Vakit kaybetmeden  Önce Erzurum tıp fakültesinde nefes aldık Kardiyoloğ  Prof.Dr.N.Alp şimdiki ekipmana  göre ilkel sayılabilecek kasetli bir makine ile  yaptığı anjiyo sonrası “Ameliyat olacaksın” kararını yüzümüze karşı okudu ve tebliğ etti.

      Tabii dizlerimin bağı çözüldü

     Çare ararken Milli eğitim Müdürü arkadaşlarımdan Bürükselde Kültür ateşe yardımcısı görevli :Rıza çalışkan la  mektuplaştım. Bana “Yusuf kardeş buraya gel, burdaki tüm masrafların bana ait. Sağ selim seni Türkiye ye gönderirim” sözü hayata güvenle bakmamın teminatı oldu. Günler böyle geçerken TEMPO dergisinin Ağustos ayı sayısını  karıştırırken orta sayfada ilginç bir fotoğraf ve de haberle irkildim..   Haber şöyle geçiyordu.

 “ İstanbul Üniversitesi  Kardiyoloji Enstitüsü nde Prof.Dr. S. Öztürk “Excimer lazer” yöntemiyle By-Pass ameliyatına son veriyor.. Resim ise  kateter labratuvarı.Prof. Hoca iş başında. spotlar kameralar masada hasta..

 Dikkatlice okudum. O anki mutluluğumu tarif edemem. Haberi okudum Bir daha okudum. İstanbul’daki yakın akrabamlar aracılığı ile diyalog kurdum .Ve Ağrı İLMilli Eğitim  Müdürü iken 17 Kasım 1997 de anjiyo için masaya yattım.  Verilen teminat. Profesör,  “Hocam” ,diye söze başladı.

“  Allah’ın izniyle en kolayını ve en mükemmelini yapacağım merak etme” dedi

  Damarlar problemli idi. 1saat 15 dakika sonra servise alındım. Bir gün sonrada taburcu oldum.  İki damarıma 3 stend koyarak müdahale  etti.Toplam maliyet  O zamanki rakamla 150 milyon ücret ödedik stendler devletten. Ameliyat olmaktan kurtuldum. O gün bugün stenlerle idare ediyorum. Neden Anjiyo yu tercih ettim derseniz? “Gittiği kadar gider  tükendiği yerde ameliyat olurum” dedim.. Böylece biraz daha felekten gün çalmış olduk.  Hocayla halen görüşürüz. Bir çok hastamızı tedavi etti hiç birisi masada kalmadı.

           Özetleyecek olursak.

           Anlattığım birebir yaşadığım bir süreç. İşlem basamaklarını ve işlemleri alt alta sıralayacak olursanız herkes bu imkânları bulabilirmi? Sorusunu cevaplamada galiba  güçlük çekersiniz diye düşünmekteyim.

 Diğer yandan Hasta yakını ana-baba  çocuklar eş,dost, sizi merak etmezmi? Eder.  Bana ve size göre bu teferruatlardan kurtulmak en büyük kazanç değil mi?  Tüm bu imkanlara evinizin yanında kavuşuyorsunuz. Konu komşuyu meraktan kurtarıyorsunuz. Daha ne olsun.

     Gümüşhane Devlet Hastanesine Anjiyo servisi, yakışırdı. Bu oldu .Emeği geçenlere şükran borcumuz vardır. Bu hayırlı hizmeti haber yaparak kamuoyu ile paylaşan Hasan Pir Kardeşimiz de Teşekkürü hak ediyor. Bir teşekkürde 5 yıl önce Kardiyoloji uzmanı olarak GDH görevli şimdilerde Bolu Tıp Fakültesinde Doç. sınavlarına hazırlanan  Dr. orum.

             

Emrah Acar hak ediyor. Çünkü onunla verdiğimiz uğraşı  “Kalp Krizinden Ölmek İstemiyoruz “başlıklı yazımla 10 nisan 2018 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesinde okurlarla paylaşmıştım. Başbakanlardan Sayın Binali Yıldırım Ve Ahmet Davutoğlu na da aktarmıştım.  (“Kalp Krizinden Ölmek İstemiyoruz” –“Yusuf sadık” GOOGLE den takip edebilirsiniz)

         Hasılı hayırlı olsun ben çok memnun oldum . Tüm hastalarımıza şifalar doktorlarımıza da başarılar dilerim.15.03.2024

                       Yusuf SADIK

                       Eğitimci Yazar- Gazeteci Eleştirmen . DGG

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve siranhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.