Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Hüseyin Turhan
Köşe Yazarı
Hüseyin Turhan
 

Ramazan Amcanın Römorku

Yaz sıcağının kavurduğu topraklarda alevler gökyüzünü sarmıştı. Bursa'nın ormanlık alanlarında yükselen dumanlar, sadece ağaçları değil, vicdanları da yakıyordu. O anlarda bir traktör sesi duyuldu. Patlak lastiğiyle ilerlemeye çalışan eski bir traktör. Direksiyonun başında ise yaşlı, ama dimdik duran bir çiftçi: Ramazan Amca. Kimse çağırmamıştı onu. Bir görevli, bir makam, bir çağrı beklememişti. O, vicdanın çağrısını duymuştu. Çatlamış elleriyle direksiyonu sımsıkı kavrayarak, sularla dolu römorkunu yangın bölgesine doğru çekmeye başlamıştı. Ama ne başlama… Her adımında bir kararlılık, her dönüşünde bir umut vardı. Lastiği patlamıştı ama yüreği dimdikti. Teker dönerken inliyordu ama Ramazan Amca susuyordu. Bu sessizlik, binlerce sözden daha çok şey anlatıyordu aslında. Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşıyan kadınlar gibi… Tıpkı kağnıların arasından yükselen bağımsızlık türküleri gibi. Öyle ki, Ramazan Amca’nın bu sessiz kahramanlığı, ister istemez akıllara tarihimize altın harflerle yazılan Şerife Bacı’yı getiriyor. 1921 yılında, Kastamonu’dan cepheye cephane taşıyan Şerife Bacı, kar fırtınasında bebeğini paltosuna sarıp kağnısıyla yola çıkmıştı. Soğuktan donarak hayatını kaybetti ama cephaneyi yerine ulaştırdı. O gün kağnıların tekerleri altında kar inliyordu; bugün Ramazan Amca’nın traktörüyle yanık toprağın üstünde dönen tekerler aynı ruhu taşıyordu. Biri mermi taşıdı, diğeri su; biri düşmana karşı, diğeri ateşe karşı direndi. Ama ikisinin de yüreğinde vatan vardı. Ramazan Amca’nın yaptığı, sadece bir sutaşıma eylemi değildi. O, bir bilinç, bir ruh hali, bir insanlık dersi taşıdı traktörünün arkasında. Her virajda, her yükselişte, geçmişin fedakâr ruhu yankılandı. Ramazan Amca'nın su yüklü römorku, bugün için küçük ama vicdanlar için çok büyük bir destanın adı oldu. Gözlerimizi nemlendiren bu destanı yazmak istedim.
Ekleme Tarihi: 05 Ağustos 2025 -Salı

Ramazan Amcanın Römorku

Yaz sıcağının kavurduğu topraklarda alevler gökyüzünü sarmıştı. Bursa'nın ormanlık alanlarında yükselen dumanlar, sadece ağaçları değil, vicdanları da yakıyordu.

O anlarda bir traktör sesi duyuldu. Patlak lastiğiyle ilerlemeye çalışan eski bir traktör. Direksiyonun başında ise yaşlı, ama dimdik duran bir çiftçi: Ramazan Amca.

Kimse çağırmamıştı onu. Bir görevli, bir makam, bir çağrı beklememişti. O, vicdanın çağrısını duymuştu.

Çatlamış elleriyle direksiyonu sımsıkı kavrayarak, sularla dolu römorkunu yangın bölgesine doğru çekmeye başlamıştı. Ama ne başlama…

Her adımında bir kararlılık, her dönüşünde bir umut vardı.

Lastiği patlamıştı ama yüreği dimdikti. Teker dönerken inliyordu ama Ramazan Amca susuyordu.

Bu sessizlik, binlerce sözden daha çok şey anlatıyordu aslında. Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşıyan kadınlar gibi…

Tıpkı kağnıların arasından yükselen bağımsızlık türküleri gibi.

Öyle ki, Ramazan Amca’nın bu sessiz kahramanlığı, ister istemez akıllara tarihimize altın harflerle yazılan Şerife Bacı’yı getiriyor. 1921 yılında, Kastamonu’dan cepheye cephane taşıyan Şerife Bacı, kar fırtınasında bebeğini paltosuna sarıp kağnısıyla yola çıkmıştı. Soğuktan donarak hayatını kaybetti ama cephaneyi yerine ulaştırdı. O gün kağnıların tekerleri altında kar inliyordu; bugün Ramazan Amca’nın traktörüyle yanık toprağın üstünde dönen tekerler aynı ruhu taşıyordu. Biri mermi taşıdı, diğeri su; biri düşmana karşı, diğeri ateşe karşı direndi. Ama ikisinin de yüreğinde vatan vardı.

Ramazan Amca’nın yaptığı, sadece bir sutaşıma eylemi değildi. O, bir bilinç, bir ruh hali, bir insanlık dersi taşıdı traktörünün arkasında. Her virajda, her yükselişte, geçmişin fedakâr ruhu yankılandı.

Ramazan Amca'nın su yüklü römorku, bugün için küçük ama vicdanlar için çok büyük bir destanın adı oldu.

Gözlerimizi nemlendiren bu destanı yazmak istedim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve siranhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.