Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Şiran, AGD Şehitler Gecesi düzenledi

ŞİRAN 04.03.2024 - 10:15, Güncelleme: 04.03.2024 - 10:17 4854+ kez okundu.
 

Şiran, AGD Şehitler Gecesi düzenledi

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Şiran Şubesi, şehitleri anmak ve anlamak üzere “Şehitler Gecesi” programı düzenledi.
Şiran Belediyesi Kültür Merkezinde gerçekleştirilen program Bayburt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Musab Celepci’nin Kur’ân-ı Kerîm’i tilavetiyle başladı. Vatandaşların ilgi gösterdiği programa Şiran Belediye Başkanı Mutlu Özel, siyasi parti temsilcileri, kurum amirleri ve çeşitli STK temsilcileri katıldı. Şehitleri anlatan sinevizyon gösterisiyle devam eden programda konuşan AGD Şiran Şube Başkanı Abuzer Aydın, “Âlemde her şey bir bedel ister. Bedelsiz hiçbir şeyin kıymeti yoktur. Âlemde her şeyin bir bedeli olur da Cenabı Hakk’ın rahmetinin Cennetinin ve Cemalinin bir bedeli olmaz mı? İşte bir mümin, bir Müslüman, bir Muvahhit, bir Mücahit olarak diyebileceğimiz, dünyadaki en kıymetli bedel canımızla, kanımızla, malımızla, Cenabı Hakk’ın yolunda, İ’la-yi Kelimetullah uğrunda mücadele vererek şehit olmak ve Rabbimizin huzuruna bir şehit olarak gidebilmektir. Hz. Âdem’den bugüne kadar ve bugünden de mahşer sabahına kadar hak ve hakikat davası hiç kuşkusuz insanlığın en seçkin rehberleri olan, her biri nübüvvet kervanının müstesna birer üyesi durumunda bulunan nebiler silsilesinin izinde Rabbani âlimler, gönül gözü açık arifler, sözlerine ve özlerine sadık şehitlerin omuzlarında taşınacaktır. Rabbim hepimize O’nun yolunda koşmayı ve O’nun yolunda koşarken şehadet şerbetini içmeyi nasip etsin. Bizi batıl davaların peşinden sürüklemesin. Hak dava bugüne kadar şühedamızın ve gazilerimizin omuzlarında gelmiş, bugünden mahşer sabahına kadar da yine o omuzlarda yükselecektir. Ne mutlu o bahtiyarlara!  Ne mutlu o Cenabı Hakk’ın kendisine büyük nimetler verdiği şehit kullarına! Unutulmamalıdır ki, “şehadet” sevdaların en büyüğü, en yücesidir. Şehadet insanın en yüce sevdası uğruna, inandığı davası uğrunda verdiği müstesna bir kavganın adıdır. Bir başka deyişle bizim imanımızda, tarihimizde bir sevdadır, bir davadır, bir duadır, bir kavgadır. Şehadet şereflerin ve rütbelerin en yücesidir. Şehadet şehitlerin efendisi, Hz. Hamza’nın izini sürmektir. Şehadet Hz. Musabın yolundan gitmektir. Şehitlerimiz başlarımızın tacı, gönüllerimizin sultanıdır. Bizler bu dini, bu imanı, bu cihanı, bu vatanı şehitlerimize borçluyuz. Bizler davası uğruna canlarını seve seve feda etmiş, şehadete koşmuş mücahitlerin ahfadıyız. Şehit olmak için o makama layık olmak için ona yakışır bir şekilde yaşamamız gerekir. Şehadeti kuşanarak, şehadete âşık olarak, şehadet şerbetine meftun olarak yaşamak gereklidir. Bunun için hiçbir engel tanımamak, canla başla mücadele etmek, inandığı değerler uğrunda fedakârlıklarda bulunmak gereklidir. Yürüyüşümüz huzuradır. Yürüyüşümüz sürûradır. Yürüyüşümüz esenliğedir. Yürüyüşümüz hak ve hakikat uğrunda şehadetedir. Çünkü bizler biliyoruz ki, Hayat İman ve Cihat’tır. Bakınız, Allah cc. yolunda can veren kutlu yiğitleri nasıl taltif ediyor? “Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyiniz. Zira onlar diridirler fakat siz farkında değilsiniz.” Sevgili Peygamberimizin, Allah için defaten şehit olup tekrar diriltilmeyi ve cihat etmeyi istemesi bizler için ne mübarek bir teşviktir. Bu gecede İslam’ın ilk kıblesi olan Mescidi Aksa’yı, Gazze’yi, Kudüs’ü ve orada direnen mücahid kardeşlerimizi de anmadan geçemeyiz. Kudüs bizim onurumuzdur. Çünkü Müslümanların ilk kıblesidir. İsra ve Miraç mucizesi gerçekleştiği yerdir. Kâbe’den sonra Allah’ın (c.c.) yeryüzündeki ikinci beytidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) Mescid-i Aksa’da bütün peygamberlere namaz kıldırmıştır.  Allah’ın Rasulü buyurdu ki; “ Mescid-i Aksa’da kılınan bir namaz herhangi bir yerde kılınan ‘bin namaz’ hükmündedir.” Dört ayı aşkın bir süredir devam eden izzet ve şerefleriyle zalim siyonistlere karşı fedakârca ümmetin onurunu için mücadele eden Filistinli kardeşlerimiz mallarından, canlarından hatta en sevdikleri ciğerparelerinden vazgeçerek onurlu bir duruş sergilemektedir. Ancak Kudüs sadece orada yaşayan Müslümanların değil, yeryüzünde yaşayan bütün ümmetin ortak meselesidir. Kudüs’te her gün insan hakları ayaklar altına alınmakta, dünyanın gözü önünde her gün sokak ortasında yargısız infaz yapılmaktadır. Kudüs, ne zaman Müslümanlar tarafından yönetilse dünyaya huzur hâkim olmuştur. Şunu unutmamamız gerekir ki Kudüs kurtulursa Dünya kurtulur. Bu noktada eğer tam bağımsız bir Kudüs ve Filistin hedefliyor bunun için mücadele ediyorsak İslam birliği hedeflerimizi gerçekleştirmeli ve D8’leri mutlaka harekete geçirmeliyiz. Bizlere düşen ümmet olmaktır. Bu bilinçle yaşamak ve ümmet bilincini her daim diri tutmaktır. Müslüman olsun ya da olmasın her insanın hak ve hukukunu gözetmek bizim sorumluluğumuzdur. İnsanların açlığıyla, yoksulluğuyla, yoksunluğuyla, yolda kalmışlığıyla, acılarıyla, sıkıntılarıyla dertlenmeyen bir ahlak anlayışını kabul etmemiz mümkün değildir. Yardımlaşmayı, paylaşmayı, merhameti, tevazuyu, kardeşliği emretmeyen bir maneviyatı kabul etmemiz mümkün değildir. İşte biz Önce Ahlak ve Maneviyat temelinde Yeni Bir Dünya’nın kurulmasının mümkün olduğuna inanıyoruz ve bunun için çalışıyoruz. İçselleştirdiğimiz değerlerin yeryüzündeki tüm insanların hem birbirleriyle hem de evrenin var oluş gayesiyle barışık yaşamasının yegâne teminatı olduğuna bizim inancımız tamdır. Yardımlaşmayı ve paylaşmayı karakter edinmiş, verdikleri sözde duran; her türlü sıkıntılı durumda bile direnip sabreden; kendinin ve yakınlarının aleyhine olsa bile adaleti gözeten bir neslin inşası için çalışmalıyız. Rabbim hepimize O’nun yolunda istikamet üzere mücadele etmeyi ve O’nun yolunda şehit olmayı hepimize nasip eylesin.” dedi. 
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Şiran Şubesi, şehitleri anmak ve anlamak üzere “Şehitler Gecesi” programı düzenledi.

Şiran Belediyesi Kültür Merkezinde gerçekleştirilen program Bayburt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Musab Celepci’nin Kur’ân-ı Kerîm’i tilavetiyle başladı.

Vatandaşların ilgi gösterdiği programa Şiran Belediye Başkanı Mutlu Özel, siyasi parti temsilcileri, kurum amirleri ve çeşitli STK temsilcileri katıldı.

Şehitleri anlatan sinevizyon gösterisiyle devam eden programda konuşan AGD Şiran Şube Başkanı Abuzer Aydın, “Âlemde her şey bir bedel ister. Bedelsiz hiçbir şeyin kıymeti yoktur. Âlemde her şeyin bir bedeli olur da Cenabı Hakk’ın rahmetinin Cennetinin ve Cemalinin bir bedeli olmaz mı? İşte bir mümin, bir Müslüman, bir Muvahhit, bir Mücahit olarak diyebileceğimiz, dünyadaki en kıymetli bedel canımızla, kanımızla, malımızla, Cenabı Hakk’ın yolunda, İ’la-yi Kelimetullah uğrunda mücadele vererek şehit olmak ve Rabbimizin huzuruna bir şehit olarak gidebilmektir.

Hz. Âdem’den bugüne kadar ve bugünden de mahşer sabahına kadar hak ve hakikat davası hiç kuşkusuz insanlığın en seçkin rehberleri olan, her biri nübüvvet kervanının müstesna birer üyesi durumunda bulunan nebiler silsilesinin izinde Rabbani âlimler, gönül gözü açık arifler, sözlerine ve özlerine sadık şehitlerin omuzlarında taşınacaktır. Rabbim hepimize O’nun yolunda koşmayı ve O’nun yolunda koşarken şehadet şerbetini içmeyi nasip etsin. Bizi batıl davaların peşinden sürüklemesin.

Hak dava bugüne kadar şühedamızın ve gazilerimizin omuzlarında gelmiş, bugünden mahşer sabahına kadar da yine o omuzlarda yükselecektir.

Ne mutlu o bahtiyarlara!  Ne mutlu o Cenabı Hakk’ın kendisine büyük nimetler verdiği şehit kullarına!

Unutulmamalıdır ki, “şehadet” sevdaların en büyüğü, en yücesidir. Şehadet insanın en yüce sevdası uğruna, inandığı davası uğrunda verdiği müstesna bir kavganın adıdır. Bir başka deyişle bizim imanımızda, tarihimizde bir sevdadır, bir davadır, bir duadır, bir kavgadır. Şehadet şereflerin ve rütbelerin en yücesidir. Şehadet şehitlerin efendisi, Hz. Hamza’nın izini sürmektir. Şehadet Hz. Musabın yolundan gitmektir. Şehitlerimiz başlarımızın tacı, gönüllerimizin sultanıdır.

Bizler bu dini, bu imanı, bu cihanı, bu vatanı şehitlerimize borçluyuz. Bizler davası uğruna canlarını seve seve feda etmiş, şehadete koşmuş mücahitlerin ahfadıyız.

Şehit olmak için o makama layık olmak için ona yakışır bir şekilde yaşamamız gerekir. Şehadeti kuşanarak, şehadete âşık olarak, şehadet şerbetine meftun olarak yaşamak gereklidir. Bunun için hiçbir engel tanımamak, canla başla mücadele etmek, inandığı değerler uğrunda fedakârlıklarda bulunmak gereklidir.

Yürüyüşümüz huzuradır. Yürüyüşümüz sürûradır. Yürüyüşümüz esenliğedir. Yürüyüşümüz hak ve hakikat uğrunda şehadetedir. Çünkü bizler biliyoruz ki, Hayat İman ve Cihat’tır.

Bakınız, Allah cc. yolunda can veren kutlu yiğitleri nasıl taltif ediyor? “Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyiniz. Zira onlar diridirler fakat siz farkında değilsiniz.”

Sevgili Peygamberimizin, Allah için defaten şehit olup tekrar diriltilmeyi ve cihat etmeyi istemesi bizler için ne mübarek bir teşviktir.

Bu gecede İslam’ın ilk kıblesi olan Mescidi Aksa’yı, Gazze’yi, Kudüs’ü ve orada direnen mücahid kardeşlerimizi de anmadan geçemeyiz. Kudüs bizim onurumuzdur. Çünkü Müslümanların ilk kıblesidir. İsra ve Miraç mucizesi gerçekleştiği yerdir. Kâbe’den sonra Allah’ın (c.c.) yeryüzündeki ikinci beytidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) Mescid-i Aksa’da bütün peygamberlere namaz kıldırmıştır.  Allah’ın Rasulü buyurdu ki; Mescid-i Aksa’da kılınan bir namaz herhangi bir yerde kılınan ‘bin namaz’ hükmündedir.”

Dört ayı aşkın bir süredir devam eden izzet ve şerefleriyle zalim siyonistlere karşı fedakârca ümmetin onurunu için mücadele eden Filistinli kardeşlerimiz mallarından, canlarından hatta en sevdikleri ciğerparelerinden vazgeçerek onurlu bir duruş sergilemektedir. Ancak Kudüs sadece orada yaşayan Müslümanların değil, yeryüzünde yaşayan bütün ümmetin ortak meselesidir. Kudüs’te her gün insan hakları ayaklar altına alınmakta, dünyanın gözü önünde her gün sokak ortasında yargısız infaz yapılmaktadır. Kudüs, ne zaman Müslümanlar tarafından yönetilse dünyaya huzur hâkim olmuştur. Şunu unutmamamız gerekir ki Kudüs kurtulursa Dünya kurtulur. Bu noktada eğer tam bağımsız bir Kudüs ve Filistin hedefliyor bunun için mücadele ediyorsak İslam birliği hedeflerimizi gerçekleştirmeli ve D8’leri mutlaka harekete geçirmeliyiz.

Bizlere düşen ümmet olmaktır. Bu bilinçle yaşamak ve ümmet bilincini her daim diri tutmaktır. Müslüman olsun ya da olmasın her insanın hak ve hukukunu gözetmek bizim sorumluluğumuzdur. İnsanların açlığıyla, yoksulluğuyla, yoksunluğuyla, yolda kalmışlığıyla, acılarıyla, sıkıntılarıyla dertlenmeyen bir ahlak anlayışını kabul etmemiz mümkün değildir. Yardımlaşmayı, paylaşmayı, merhameti, tevazuyu, kardeşliği emretmeyen bir maneviyatı kabul etmemiz mümkün değildir. İşte biz Önce Ahlak ve Maneviyat temelinde Yeni Bir Dünya’nın kurulmasının mümkün olduğuna inanıyoruz ve bunun için çalışıyoruz.

İçselleştirdiğimiz değerlerin yeryüzündeki tüm insanların hem birbirleriyle hem de evrenin var oluş gayesiyle barışık yaşamasının yegâne teminatı olduğuna bizim inancımız tamdır. Yardımlaşmayı ve paylaşmayı karakter edinmiş, verdikleri sözde duran; her türlü sıkıntılı durumda bile direnip sabreden; kendinin ve yakınlarının aleyhine olsa bile adaleti gözeten bir neslin inşası için çalışmalıyız. Rabbim hepimize O’nun yolunda istikamet üzere mücadele etmeyi ve O’nun yolunda şehit olmayı hepimize nasip eylesin.” dedi. 

Gümüşhane HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve siranhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.